Yargı Örgütü ve Tebligat Hukuku (Tüm Kitap) Özeti

• Hukuk ceza genel kurullarının içtihadı birleştirme toplantılarında bu kurallara bağlı üye sayısının en az üçte ikisi kadar üyenin bulunması zorunludur.
• Nüfus kütüğü ve yaş kayıtlarının düzeltilmesi, öz ve soyadının değiştirilmesi ile ilgili davalarda Yargıtay On sekizinci Hukuk Dairesi görevlidir.
• Mahkemelerden verilmiş iflas ve konkordatoya ilişkin hüküm ve kararları Yargıtay Ondokuzuncu Hukuk Dairesi inceler.
• Tavsif, içeriğini ve niteliklerini belirleme, vasıflandırma anlamına gelmektedir.
• Yargıtay ikinci ceza dairesi, sulh ceza mahkemelerince Türk ceza kanunu’na göre verilen ve diğer dairelerin görevlerine girmeyen suçlara ait hüküm ve kararları inceleyerek sonuca vardırır.
• Ceza Daireleri’nin görevlerinin belirlenmesinde davadaki içerik ve nitelikler esas alınır.
• Yargıtay ve Ceza genel kurulları, Yargıtay dairelerinin bozma kararlarına karşı mahkemelerce verilen direnme kararlarını inceleyerek karara vardırır.
• Yargıtay daire başkanları Yargıtay Büyük Genel kurulu’nca seçilmektedir.
• Hukuk ve ceza daireleri arasında meydana gelen görev ve iş bölümü uyuşmazlıklarını kesin karara bağlamak Başkanlar Kurulunun görevidir.
• Anayasa’nın 125. maddesine göre, idarenin her türlü eylem ve işlemi yargısal denetime tabidir. Ayrıca idare eylem ve işlemlerinden doğan her türlü zararı ödemek zorundadır.
• İdari yargı, birbirinden farklı mahkemelerin faaliyet gösterdiği idari yargı ve askeri yargı olmak üzere ikiye ayrılmıştır.
• İdare mahkemeleri idari yargı alanında genel görevli mahkemelerdir.
• İptal davaları, idari işlemler sonucu menfaatleri ihlal edilenlerce idari işlemlerin yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden hukuka aykırılıkları dolayısıyla açılabilirler.
• Tam yargı davaları, iptal davaları ve idari sözleşmelerden doğan uyuşmazlık davaları idari dava türleridir.
• İdari mahkemeleri baktıkları davalarda idarenin yerine geçerek, idari eylem ve işlem niteliğinde karar alamazlar. Yalnızca, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimini yaparlar.
• İdare mahkemelerinde, genel olarak evrak üzerinde yapılacak olan incelenme ile yazılı inceleme usulü benimsenmiştir.
• Danıştay’da görülen davaların duruşmalarında savcının bulunması zorunludur.
• İdari davalarda hakim, delilleri araştırırken ve davayı yürütürken kendiliğinden araştırma yetkisine sahiptir.
• Vergi mahkemelerinde de yazılı yargılama usulü uygulanır ve inceleme evrak üzerinde yapılır. Ancak sözlü yargılama usulünün de uygulanması mümkündür.
• Danıştay’ın hem danışma hem de inceleme görevleri bulunmaktadır.
• İdari yargıda temyiz yeri Danıştay’dır.
• Danıştay dava dairelerinin veya idari ve vergi dava daireleri genel kurullarının kendi kararları veya ayrı ayrı verdikleri kararlar arasındaki içtihat birliğini sağlamakla, Danıştay İçtihadı Birleştirme Kurulu görevlidir.
• Bakanlar Kurulu Kararlarına karşı ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’a başvurulur.
• Askeri idari yargının görev alanına giren uyuşmazlıkları çözme görevi, ilk ve son derece mahkemesi olarak, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’ne verilmiştir.
• Hukuki anlamda tebligat; Yargılamaya ilişkin olan işlemleri, o yargılamayla ilgili kişilere, kanunda belirtilen usule uygun olarak bildirmek için yapılan belgelendirme işlemidir.
• Tebligattan söz edebilmek için bildirme ve bildirimin belgelenmesi unsurlarının var olması gerekmektedir.
• Tebligat işlemlerinde meydana gelen aksamalar ve tebligatla ilgili uygulamadaki yanlışlıklar, yargılamanın uzamasının en önemli sebeplerinden biridir.
• Tebligat çıkartan mercilerin tebliğ evrakını hazırlarken veya tebliğ memurunun tebligat yaparken gerekli özeni göstermemesi gibi aksaklıkların yanı sıra, tebligattaki en önemli aksaklık, tebligatın muhataba ulaşmasında olmaktadır.
• Tebligat işlemlerindeki başarısı ile bir ülkenin gelişmişliği ve organize olmuş bir devlet yapısına sahip olma durumunun paralellik gösterdiği ileri sürülebilir.
• Tebligat, adli yargılama hakkının temel unsurlarından hukuki dinlenilme hakkı ile doğrudan ilgilidir.
• Hukuki dinlenilme hakkı; yargılamayla hukuki durumu etkilenecek kişilerin, yargılamanın bir sujesi olarak, yargılama konusunda bilgi edinmelerini, açıklamada bulunmalarını, yargılamaya etki edebilmelerini ve yargı mercilerinin bunları dikkate alıp değerlendirerek, gerekçeli şekilde karar vermesini sağlayan, sürpriz kararla karşılaşmanın önüne geçen, bir temel hak ve yargılama ilkesidir.
• Tebligat hukukunun en önemli kaynağı 7201 sayılı Tebligat Kanunu’dur.
• Yurtdışına veya yurt dışından yurt içine yapılan tebligatlar için özel düzenlemeler ile birlikte uluslar arası sözleşmeler de kaynak durumundadır.
• Tebligat çıkartacak merciler Tebligat Kanunu’nda tek tek sayılmıştır.
• Tebligat işlemi için önce tebligat kararı alınması gereklidir.
• Tebligatlar kural olarak Posta ve Telgraf Teşkilatı tarafından yapılır.
• Yargı mercileri için niteliğine göre kendi memurları aracılığıyla tebligat yapılmasına karar verebilirler.
• İstinabe, davanın görülmekte olduğu mahkemeye gönderilmek üzere başka bir yerde bulunan bir tanığın oradaki mahkemece ifadesinin alınmasıdır.
• Adli makamlar hiçbir gerekçe göstermeden memur aracılığıyla tebligat yapabilirler.
• Yabancı ülkeye yapılacak tebligatlarda Tebligat kanunu ve Tüzüğü yanında ikili ve çok taraflı anlaşma hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.
• Yabancı ülkelerde yapılacak tebligatın ülkenin temsilcileri aracılığıyla yapılması söz konusu ülkenin açık ya da zımni iznine bağlıdır.
• Tebligat kanununa göre tebligat gerçek ya da tüzel kişi olan muhataba yapılır.
• Tebligatın muhatap yerine başkasına yapılabilmesi ancak kanunda belirtilen koşullarda söz konusu olur.
• Gönderilen resmi bir yazıyı alma tebellüğ olarak adlandırılır.
• Muhatap yerine iş ortağına yapılan tebligat geçerli değildir.
• Muhatap yerine tebligat alan kişinin tebligatın önemini anlayacak ve bunu muhataba ulaştıracak yeterlilikte olması gerekmektedir.
• Kişiye sıkı sıkıya bağlı hakların kullanılması durumunda kanuni temsilci bulunsa dahi tebligat mutlaka muhataba yapılmalıdır.
• Vekil aracılığı ile yürütülen işlerde tebligatın mutlaka vekile yapılması gerekmektedir.
• Birden fazla vekile tebligat yapılması durumunda ilkine yapılan tebligat esas alınır.
• Vekillik sona ermedikçe yargı kararının icrası aşamasında yapılan tebligatlar da vekile yapılır.
• Tüzel kişiliği olmayan topluluklarda kanun gereğince topluluğu temsile yetkili bir kimse varsa temsilciye o iş ve temsille sınırlı tebligat yapılabilir.
• Ticari mümessil, ticari biçimde işletilen bir kurum sahibi tarafından işleri yönetme ve kurumun imzasını kullanarak vekil sıfatı ile imza atmak üzere kendisine izin verilen kimsedir.
• Askerde bulunan erler için kıta komutanı ya da müessese amiri gibi en yakın üste tebligat yapılmalıdır.
• Tebligat, tutuklu ya da hükümlünün kendisine yapılır.
• Muhatap ile muhatap yerine tebligat yapılacak kişi arasında husumet varsa bu kimselere muhatap adına tebligat yapılamaz.
• Tebligat kural olarak muhatabın en son adresine yapılır.
• Tebligat yapabilmek için önemli olan mesken, yerleşim yeri ya da işyeri gibi herhangi bir adresin bulunmasıdır. Aksi halde tebligat yapılamaz.
• Tebligatı yapan memurların küçük değişiklikleri tebliğ mazbatasına yazarak tebligatı gerçekleştirmeleri, özellikle, yeni tebligatların daha sağlıklı yapılması ve doğru adresin bilinmesi açısından önemlidir.
• Muhatabın yeni adresi bilinmekle birlikte, memurun dağıtım bölgesi dışında ise, tebliğ evrakı dağıtım merkezince yani adrese gönderilir.
• Adresten başka yerde tebligat yapılmasında muhatabın bu yönde talebinin ya da kabulünün olması gerekmektedir.
• Tebligat normal çalışma gün ve saatlerinin yanı sıra resmi tatil günleri ve adli tatilde de yapılabilir. Ancak, tebliğle işleme başlayan süre adli tatilde dolarsa, tatilin bittiği günden itibaren yedi gün daha uzatılmış olur.
• Tebligatın istenen sonucu sağlamsı ve amacına ulaşması için, tebliğ evrakının duruşma ya da işlem gününden belirli bir süre önce gönderilmesi gerekmektedir.
• Tebliğ süresinin belirlenmesinde, evrakın gönderileceği yerin yakınlık veya uzaklığı, mevsimin yaz ya da kış olması, nakil vasıtalarının durumu gibi hususların göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
• Tebligat için düzenlenecek evraklar Tebligat Tüzüğünde gösterilmektedir. Tüzükte yer alan örneklerden 2,11 ve 12 numaralı örnekler PTT işletmesi, diğerleri ise, tebliği çıkaran merciler tarafından sağlanır.
• Tüzüğe ekli örneklere göre bastırılacak matbualar beyaz renkte olmalıdır.
• Tebliğ memurları yapmış oldukları tebligat işlemini, tebligat bakımından en önemli belge olan tebliğ mazbatası düzenleyerek tespit ederler.
• Doğrudan tebligatın söz konusu olduğu hallerde, tebliğ mazbatası düzenlenmez.
• Mahkemenin, bir kimseye yazılı olarak mahkemeye çağırması tebligattan farklı olarak davetiye kavramı ile ifade edilmektedir.
• Biri dosyasına konulmak ve diğeri tebliğ edilecek kimselere verilmek üzere lüzumu kadar nüsha şeklinde düzenlenen tebliğ olunacak evrakta tebligatı talep eden veya vekilinin imzası bulunur.
• PTT idaresi usulüne uygun olarak tebliğ evrakını kabul eder ve buna mahsus tevdi listesi, PTT’ye ait tarih damgası ile damgalanıp imzalanarak tevdi edene verir.
• Memur vasıtasıyla yapılacak tebliğlerde, tebliğ yapana verilecek ücretler, tebliğ yapılacak yerin uzaklığına göre, her mali yılbaşında, il idare kurullarınca belirlenir.
• Aksine bir hüküm olmadıkça, tebligat yapılmasını isteyen kimse, tebligat giderlerini peşin olarak öder.
• Tebligat, muhatap veya muhatap yerine tebligat yapılabilecek kişilere tebliğ edilecek yer ve zamanda yapılır.
• Tebligat bir mazbata ile belgelendirilir.
• Tebliğ mazbatası, tebliğ memuru tarafından tebliğ yerinde düzenlenmektedir.
• Muhatabın tebliğ mazbatasına imza atmasını engel bir halinin olması durumunda, izlenecek yol tebligat hukuku bakımından açıkça düzenlenmiştir.
• Muhatap veya yerine tebligat yapılan kimselerin tebellüğden kaçınması durumunda, muhatap veya yerine tebligat yapılacak kimselerin durumdan zaten durumdan haberdar olmaları nedeniyle komşuya, kapıcıya veya yöneticiye haber verme zorunluluğu bulunmamaktadır.
• Muhatap ya da yerine tebligat alacak kişi, adreste geçici bulunmamakla birlikte, bu yönde beyanda bulunan kişiler tebliğ evrakını alırlarsa, tebligat evrakını aldıkları tarihte tebligat yapılmış sayılır.
• Muhatabın ölmüş olması durumunda başka bir işleme gerek kalmadan, tebliğ evrakı tebliği çıkartan mercie iade edilir.
• Daha önce tebligat yapılan adreste, yeni tebligat yapılamamış ve yeni adreste tespit edilememişse, tebligat usulünce bildirilen yeni adrese yapılır. Ancak, araştırmalara rağmen yeni adres de belirlenemezse, tebliğ evrakının bir örneği eski adrese ilişkin binanın kapısına asılır.
• Diğer tebligat yöntemlerine göre tebligat yapılamaması, muhatabın adresinin bilinmemesi ve araştırmalara rağmen bulunamaması durumunda ilanen tebligat yapılması gerekir.
• İlanen tebligat muhatabın en emin şekilde örenebileceği umulan gazete aracılığıyla yapılır.
• İlan yoluyla tebliğ, ilan tarihinden itibaren yedi gün sonra yapılmış sayılır.
• Yurtdışında bulunan Türk vatandaşlarına tebligat, o yerdeki Türk Büyükelçi veya Konsolosluğu aracılığı ile yapılmaktadır.
• Bildirimin, bildirim yapılan ülke mevzuatına göre muhataba bildirilmesi halinde muhatap ilgili Türk temsilciliğine otuz gün içerisinde başvurmadığı takdirde, tebligat otuzuncu günün sonunda yapılmış sayılır.
• Yurtdışında görevli bulunan Türk memurlara Dışişleri Bakanlığı, asker kişilere ise, bağlı bulundukları kuvvet komutanlığı aracılığı ile yapılmaktadır.
• Yurtdışında bulunan yabancılar yapılacak tebligat hazırlanırken anlaşma hükümlerine ve karşılıklılık esaslarına uyulmalıdır.
• Adalet Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ile işbirliği halinde hangi ülkeler için avans olarak ne kadar tebligat giderinin ödenmesi gerektiğini tespit eder.
• Türkiye’de bulunan diplomatik dokunulmazlığı olmayan yabancılara yapılacak tebligatta, Türkiye içinde diğer kişilere yapılan kişilere yapılan tebligata ilişkin kurallar geçerlidir.
• Yabancı ülkeden gelen ve Türkiye’de yerleşik bulunan yerli ya da yabancı bir kimseye yapılacak tebligatta da öncellikli olarak bu konudaki uluslar arası anlaşmalar ve karşılıklılık esasları uygulanacaktır.
• Usulsüz tebligatın ortaya çıkması için, öncelikle bir tebligat işlemi bulunmalıdır.
• Usulsüz tebligat rağmen, icra dairesinin yaptığı işleme karşı icra mahkemesine başvurulmasının sonucu işlem düzeltilir veya iptal edilir.
• Bir tebligatın usulsüz olması durumunda kural olarak geçersizdir. Ancak, bu geçersizlik, yokluk ya da mutlak bir geçersizlik değildir.
• Usulsüz tebligat muhatabın usulsüz tebliği öğrendiğini beyan ettiği tarihte tebliğ edilmiş sayılır.
• Tebligatın usulsüz olup olmadığını, ilgili merci kendiliğinden dikkate almalıdır.
• Tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin yargı kararları başlı başına nihai karar oluşturmadıklarından, ancak asıl hükümle birlikte temyiz konusu yapılabilirler.
• Tebligat suçları Tebligat Kanuni ile düzenlenmiştir.
YARGI ÖRGÜTÜ VE TEBLİGAT HUKUKU (Tüm Kitap)DERS Özeti

• Kanunlarla uyuşmazlıkların çıkmasının önlenmesi amaçlanırken yargılama hukuku kuralları ile çıkan uyuşmazlıkların yargısal çözümü esas alınır.
• Anlaşmazlık; sulh yoluyla çözülemeyen bir uyuşmazlıktır. Uyuşmazlık ise; bir hakkın varlığı, kapsamı veya sonuçları üzerinde ortaya çıkan anlaşmalıktır.
• Uyuşmazlık ve dava kavramları birbirlerinden farklı kavramlardır.
• ABD de alternatif çözüm yolları geniş uygulama alanı bulmaktadır.
• Tüketicinin Korunması Kanunu ile yargı dışı bir çözüm yolu öngörülmüştür.
• Türkiye’deki asıl uyuşmazlık çözüm yolu, dava yoludur.
• Arabuluculuk yoluyla uzlaştırma, Türk hukukunda işverenle işçi arasındaki uyuşmazlıklarda söz konusu olmaktadır.
• Cezalandırma yetkisi yalnızca devlete aittir. Kişilerin cezaları kendilerinin belirlemesi söz konusu olamaz.
• Çağdaş bir demokraside birbirlerini denetleyen, yasama, yürütme ve yargı olmak üzere üç kuvvet bulunmaktadır.
• Görülmekte olan dava hakkında yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili yasama meclisinde soru sorulamaz, görüşme yapılamaz ve herhangi bir beyanda bulunulamaz.
• Yasama organı, mahkeme kararlarına kayıtsız ve şartsız uymak zorundadır.
• Yürütme organları, yargı organlarına emir ve talimat veremezler ve yargı kararlarını yerine getirmek zorundadırlar.
• Hakim ve savcılarla ilgili özlük işlerini Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu yerine getirir.
• Yüksek yargı organları, dışında kalan yargı organlarının kanunla düzenleneceği Anayasa hükmüdür.
• Türkiye’de anayasa yargısı, adli yargı ve idari yargı olmak üzere üç temel yargı kolu bulunmaktadır.
• Hakimler vicdani kanaate göre karar vermesinin anlamı hakimin bir insan olarak mesleki olsun olmasın her türlü bilgi birikiminin, değer yargılarının, kişilik yapısının, toplumla ilişkilerinin ve ruh halinin, vereceği kararda etkili olacağı anlamına gelir.
• Yargı örgütünde insan kaynağı hakimlerin yanında, iddia makamı ve savunma makamlarından da oluşmaktadır.
• Hakim ve savcılar iki yıl, avukatlar ise bir yıllık staj süresinden sonra mesleğe başlarlar.
• Dar anlamda anayasa yargısı, kanunların ve diğer bazı işlemlerin anayasaya uygunluğunun yargısal organlarca denetimini ifade eder.
• Ülkemizde Anayasa’ya uygunluk denetimi görevi ilk olarak 1961 anayasası ile Anayasa Mahkemesine verilmiştir.
• Asliye hukuk mahkemesi, kendi yargı çevresinde sulh hukuk mahkemesinin görevleri dışında kalan ve özel hukuk ilişkilerinde doğan her türlü dava ve kanunların verdiği diğer işleri yapmaktır.
• Bir asliye hukuk mahkemesinin yargı çevresinin değiştirilmesine Hakimler ve Savılar Yüksek Kurulu karar verir.
• Asliye hukuk mahkemesinin görevleri; ‘’malvarlığına ilişkin haklardan doğan davalar’’ve ‘’şahıs varlığına ilişkin haklardan doğan davalar’’dan oluşmaktadır.
• İcra mahkemesi hakimlerine karşı açılacak sorumluluk davaları asliye hukuk mahkemelerinde açılır.
• Ad, soyadı, ve diğer nüfus kayıtlarının düzeltilmesi gibi şahıs varlığı haklarına ilişkin davalar, asliye hukuk mahkemelerindegörülür.
• Asliye hukuk mahkemesinde yazılı yargılama usulü uygulanır.
• Asliye ticaret mahkemeleri bir başkan ve 2 üyeden oluşan toplu mahkemelerdir.
• Bir yerde asliye hukuk mahkemeleri ile birlikte asliye ticaret mahkemesinin de bulunması durumunda aralarında görev değil işbirliği ilişkisi söz konusudur.
• Bir yerde ayrı bir asliye ticaret mahkemesi bulunmuyorsa oradaki asliye hukuk mahkemesi ticari işlerden doğan uyuşmazlıklara bakacaktır.
• Sulh hukuk mahkemeleri, tek hakimlidir ve her il ve ilçede kurulmaktadır.
• Aile mahkemeleri; merkez nüfusu yüz binin üzerinde olan yerlerde kurulabilir.
• Aile mahkemelerinde psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacı gibi uzmanlarda görev almaktadırlar.
• Aile mahkemeleri, önlerine gelen davalarda sorunları tespit ederek öncelikler bunların sulh yoluyla çözümlenmesini sağlama çalışırlar.
• İcra mahkemesinin idari, yargısal ve danışmaya ilişkin görevleri bulunmaktadır.
• İcra mahkemesine yargısal konularda başvurma, şikayet, itirazın kaldırılması istemi, itiraz ve dava açma biçiminde ortaya çıkabilir.
• İcra mahkemelerinde, davaların çabuk ve ivedi biçimde sonuçlandırılabilmesi için basit yargılama usulü uygulanır.
• İş davalarına adli tatil süresinde dahi devam edilir.
• Tüketici mahkemesi tarafından, satışa sunulan ayıplı malların toplatılmasına karar verilmişse, tüketici tarafından ayıplı malları satışa sunan kimseye karşı açılacak tazminat davasında yetkili mahkeme, malların toplatılması kararı veren mahkemedir.
• İlk derece ceza mahkemeleri sulh ceza, asliye ceza ve ağır ceza mahkemeleridir.
• Ceza mahkemeleri, her il merkezinde ve bazı ilçelerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü alınarak Adalet Bakanlığı’nca kurulur.
• Sulh ceza ve asliye ceza mahkemeleri tek hakimle, ağır ceza mahkemeleri bir başkan ve yeteri kadar üye ile toplanırlar.
• Coğrafi durum ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak bir ceza mahkemesinin kaldırılmasına veya yargı çevresini değiştirilmesine, özel kanunlarında yargı çevresi belirtilmemiş olan diğer ceza mahkemelerinin yargı çevresinin belirlenmesine Adalet Bakanlığı’nın önerisi üzerine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca karar verilir.
• Mahkeme kuruluşu bulunan her il ya da ilçe merkezine o yerin adı ile anılan, bir cumhuriyet başsavcısı ve yeteri kadar cumhuriyet savcısının bulunduğu cumhuriyet başsavcılığı kurulur. Gerekli görülen yerlerde Adalet Bakanlığı’nın önerisi üzerine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun kararıyla bir veya birden fazla Cumhuriyet başsavcı vekili atanır.
• Ağır Ceza mahkemeleri, Türk ceza kanunu’nda düzenlenen yağma, irtikap, resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık, hileli iflas suçları ile ağırlaştırılmış müebbet hapis ve on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçlarla ilgili davalara ve kanunların ayrıca görevli kıldığı davalara bakarlar.
• Adliye ceza mahkemeleri, tek hakimli mahkemelerdir ve bünyelerinde cumhuriyet başsavcılığı müessesesi bulunur.
• 17 yaşında yağma suçu işleyen birisinin, çocuk mahkemesinde yargılanması gerekir.
• Merkez nüfusu yüz binin üzerindeki her ilçede bir çocuk mahkemesi kurulur.
• Çocuk mahkemelerinde görev yapacak hakimlerin 30 yaşını bitirmiş, çocuk sahibi ve mümkün olduğunca ayrı cinsiyette olmaları tercih nedenidir.
• Çocuğu suça iten etmenlerin araştırılmasında ve altta yatan sorunların çözülmeye çalışılmasında çocuk mahkemelerinin uzmanları etkin rol ve işleve sahiptirler.
• Bir şirketin sahip olduğu patent, hakkı cezai uyuşmazlık oluşturacak şekilde ihlal edildiğinde bu uyuşmazlık fikri ve sınai haklar ceza mahkemesinde görülür.
• İcra ceza mahkemesinin bakacağı davalar şikayete bağlı suçlarla ilgilidir.
• Trafik mahkemelerinin bakması gereken ancak trafik mahkemesinin olmadığı yerlerdeki davalara sulh ceza mahkemeleri bakar.
• Anayasa Mahkemesi, vatana ihanetle suçlanan Cumhurbaşkanını ve görevleri ile ilgili olarak suç işledikleri iddia olunan başbakan ile bakanları Yüce Divan sıfatıyla yargılar
• İstinaf kanun yolu, birinci derece mahkemesi tarafından verilen bir kararın ikinci derece bir mahkeme, yani bölge adliye mahkemesi tarafından düzeltilmesi, iyileştirilmesi veya iptal edilmesi amacına yönelik bir kanun yoludur.
• Bölge adliye mahkemeleri, ilk derece yargı mahkemelerinden farklı olarak, il veya ilçe esasına göre kurulamaz.
• Bölge adliye mahkemelerinin yargı çevrelerinin belirlenmesine, veya mahkemelerin kaldırılmasına ise Adalet Bakanlığı’nın önerisi üzerine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca karar verilir.
• Bölge adliye mahkemesi başkanı, bölge adliye mahkemesini temsil etmek yetkisine sahiptir.
• Bölge adliye mahkemesi başkanı kural olarak dört yıldan önce başka bir yere veya göreve atanamaz.
• Bölge adliye mahkemesi Başkanlar Kurulu, bölge adliye mahkemesi başkanı ile daire başkanlarından oluşur.
• Bölge adliye mahkemesi başkanlar kurulu, görevlerini yerine getirirken kararlarını çoğunlukla verir.
• Her bölge adliye mahkemesinde, en az üç hukuk ve en az iki ceza dairesinin bulunması öngörülmüştür.
• Daire başkanı, dairelerinde uyumlu, verimli bir çalışmanın gerçekleşmesini, işlerin makul süre içinde incelenmesini ve karara bağlanmasını sağlamakla yükümlüdür.
• Bölge adliye mahkemesi daire üyelerinin görevleri, Yargıtay Kanunu’nun 25. maddesinde yer alan Yargıtay üyelerinin görevleri dikkate alınarak düzenlenmiştir.
• İlk derece adli yargı hukuk mahkemelerinin verdiği ve kesin olmayan hüküm ve kararlara karşı yapılan başvurular bölge idare mahkemeleri hukuk dairelerince incelenerek karara bağlanır.
• Bölge adliye mahkemesi hukuk daireleri yargı çevresi içerisinde bulunan adli yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmekle de yetkilidirler.
• Cumhuriyet Başsavcısı, birinci sınıfa ayrılmış veYargıtay üyeliğine seçilme hakkını yitirmemiş adli yargı hakim ve savcıları arasından Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından atanır.
• Bölge adliye mahkemesinin genel yönetim işlerini yapma görevinin hem bölge adliye mahkemesi başkanına, hem de başsavcısına verilmiş olmasının uygulamada tereddüt yaratacağı düşünülmektedir.
• Cumhuriyet savcıları, duruşmalı işlerde duruşmalara katılmakla da görevlidirler.
• Bölge adliye mahkemeleri, adli yargı ilk derece mahkemelerince verilen ve kesin olmayan hüküm ve kararlara karşı yapılacak başvuruları incelemek gerekli hallerde duruşma yapmak suretiyle karara bağlamakla görevlidirler.
• 2007 yılının Nisan ayına kadar bölge adliye mahkemelerinin kurulmaları ve tüm ülkede faaliyete geçmeleri gerekmektedir.
• Yargıtay’ın kuruluş ve örgütlenmesi Anayasa ve Yargıtay Kanunu ile düzenlenmiştir.
• Yargıtay’ın sekiz tane karar organı bulunmaktadır.
• Yargıtay’da yirmi bir hukuk, on bir ceza dairesi vardır.

0 yorum: